OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK

OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK

Kapıyı kilitlemeyi unuttum.
Günahkârım, asla iyi bir kul olamam.
Kıyafetlerimin kusursuz olması için 6 defa ütü yapmalıyım.
Bu soruyu sorarsam herkes benimle alay eder kesin.
Yolda giderken araç plakalarını okumadan geçemiyorum.
Bu kitabı anlamam için 4 defa okumam lazım.
Kaldırımdaki çizgilere basarsam başıma kötü bir şey gelir.
İnsanlarla tokalaşırsam kesin hastalık kaparım.

OKB, obsesyon adı verilen takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler ile kompulsiyon adı verilen yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerden oluşan bir ruhsal hastalıktır. Obsesif-kompülsif bozukluğu olan kişiler, kontrol edemedikleri yinelenen ve stres yaratan düşünceler, korkular veya görüntüler  nedeniyle huzursuz olurlar. Bu huzursuzluk sonucu oluşan kaygıyı ortadan kaldırabilmek için ise ritüeller şeklinde tekrarlayan davranışları gerçekleştirme ihtiyaçları duyarlar. Kaygı geçici olarak ortadan kalksa da bu kısır döngüye hapsolan birey çoğu zaman günlük işlerini bile yapamaz hale gelebilir. Saplantılarının ve takıntılarının gerçek dışı ve anlamsız olduğunun farkında olsalar bile bu döngüyü kıramazlar ve kendilerini durduramazlar.

OKB (OBSESİF KOMPÜLSİF BOZUKLUK) BELİRTİLERİ NELERDİR?

Obsesyonlar ve kompulsiyonlar toplumdan topluma, kültürden kültüre değişiklik gösterebilir. Ülkemizde ve tüm dünya toplumlarında en sık görülen obsesyon ve kompulsiyon türleri şunlardır.

Yaygın Obsesyonlar

  • Kişinin bedeninin veya giysilerinin kir, toz veya mikrop bulaşmasından korkması.
  • Günlük yaşamda yapmış olduğu birçok eylemden emin olamama sonucu aşırı kuşku duyması.
  • Kendi inançlarına ve görüşlerine tam karşıt biçimde düşünmekten kendini alamama, şeytanca ve günahkâr düşünmekten korkma.
  • İnsanlara ya da hayvanlara herhangi bir canlıya zarar vermekten korkma.
  • Önemli yada önemsiz hata yapmayı yada hata yapılmasını tolere edememe.
  • Rezil olmaktan veya sosyal açıdan kabul edilemez bir şekilde davranmaktan korkma.
  • Her şeyin mükemmel olmasına, kusursuz olmasına ihtiyaç duyma.
  • Düzen ve simetri ihtiyacı.
  • Kendine, yaşına, toplumdaki yerine hiç yakıştıramadığı rahatsız edici olan, akıldan çıkmayan cinsel içerikli kelimelere, görüntülere veya düşüncelere takılma.
 

Yaygın Kompülsiyonlar

  • Tekrar tekrar yıkanma, duş alma veya ellerini yıkama ve bu eylemlerin süresinin ortalamanın çok üzerine çıkması.
  • Tokalaşmayı, ortak kullanıma ait olan eşyalara dokunmayı reddetme.
  • Kapı kilitleri, ütü, ocak gibi şeyleri sürekli kontrol etme.
  • Belirli kelimeleri, cümleleri, duaları tekrarlama.
  • Yaşam için kendi temel ihtiyaçlarını ihmal edecek düzeyde ibadetle meşgul olma.
  • Rutin işleri yaparken içinden veya yüksek sesle sürekli sayı sayma.
  • Sürekli bir şeyleri belli bir biçimde düzenleme.
  • Yemek, uyku, cinsel ilişki alanlarda belirli ritüellere göre davranma ve bu sıralama dışına çıkamama.
  • İşleri belirli bir düzen ve sayıda yapma.
  • Değeri olmayan şeyleri toplama veya biriktirme.
 

OKB NASIL TEDAVİ EDİLİR?

OKB günlük yaşam etkinliklerini ciddi olarak kısıtlayabilen, aile, meslek ve sosyal yaşamda önemli işlev kayıplarına yol açan, yaşam kalitesini düşüren bir hastalıktır. OKB olan birey, çoğu zaman gerçek performansının altında yaşamını sürdürmek zorunla kalır. Yaşam kalitesinde belirgin bir düşüş vardır. Bu rahatsızlığın kronik hale gelmemesi için ve bireyin yaşam kalitesini gerçek düzeyine çıkarabilmek adına müdahale edilmesi gerekir. Tedavide kullanılan birkaç yöntem bulunmaktadır.

İlaç  Tedavisi

Özellikle serotonin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar OKB tedavisinde oldukça yaralı olmaktadır. Serotonin Geri Alım Engelleyiciler adı verilen bu grup ilaçlar OKB tedavisinde yaygın ve başarılı şekilde kullanılmaktadır. Ancak kullanılacak ilaç her bireyde farklılıklar göstereceği için ve başka komplikasyonlara sebep vermemesi adına bu tedavinin bir psikiyatrist tarafından düzenlenmesi ve takip edilmesi gerekir.

Bilişsel-Davranışçı Tedavi

Obsesif hastalar kaygı verici düşünceler ile bu düşüncelerden kaçarak ve kaçınarak başa çıkmaya çalışırlar. Ne var ki düşüncelerden kaçmaya çalıştıkça bu düşünceler daha da artmakta ve böylelikle kısır bir döngü oluşmaktadır. Davranış tedavilerinde amaç hastayı kaygı veren ve kaygı oluşturduğu için kaçma ve kaçınma davranışlarına neden olan düşüncelerle  [obsesyonlar]  karşı karşıya getirmek ve bu karşılaştırmanın oluşturduğu kaygıyı azaltmak için devreye giren tekrarlayıcı davranışları [kompulsiyonlar] engellemektir. Hedef rahatsızlık veren düşüncenin oluşturduğu kaygıyı söndürmek ve alışma durumunun oluşmasını sağlamaktır. Bu şekilde yapılan tedaviye  alıştırma tedavileri  adı verilir.

Bilişsel davranışçı yaklaşımda ise amaç rahatsız edici düşüncelerin oluşturduğu sorumluluk algısını azaltmaktır. Sorumluluk biçiminde bir algılama olmadığında hastalar akla gelen rahatsızlık verici düşünceleri yansızlaştırmak ve etkisiz kılmak için tekrarlayıcı davranışlar gösterme ihtiyacı hissetmeyeceklerdir. Amaç düşünceleri gerçek gibi algılamayı azaltmaktır. Bu nedenle tehdit tehlike ve aşırı sorumluluk algılarının ne oranda gerçekçi olduğu ve hangi düşünce  hataları sonucu abartılı tehdit ve tehlike algılarının ortaya çıktığı hasta ile birlikte araştırılır. Bilişsel hataların belirlenmesinden sonra yeterince işlevsel olmayan bu düşüncelerin daha gerçekçi ve işlevsel olanları ile yer değiştirmesi sağlanır. Düşüncelerinin  bir felaketle sonuçlanacağını düşünen hastalardan bu düşünceleri durdurmak yerine özellikle akla getirmeleri istenmekte ve ardından korkulan sonuçların oluşmadığını görmeleri sürece uyum sağlamakta önemli yararlar oluşturmaktadır.

Bilişsel ve davranışçı yaklaşımlar hem hastalığın tedavisinde hem de özelikle nükslerin önlenmesinde çok önemli bir yer tutmakta, tedavide bazen tek başlarına bazen de ilaç tedavileri ile birlikte kullanılabilmektedirler.