KAYIP ve YAS DANIŞMANLIĞI
Hayır, bu doğru değil!
Olamaz...
Öldüğüne inanmıyorum
Neden ben?
Neden gitti şimdi?
Bunu hak edecek ne yaptım?
Her şey bitti artık...
İnsan doğumdan itibaren hayat yolculuğunda birçok yaşam olayı ile karşılaşır. Bazen bu değişimleri kabul etmek ve uyum sağlamak kolay olurken bazen bu süreçler yıkıcı ve zorlayıcı bir hal alabilir. Bu yıkıcı ve zorlayıcı değişimlerin başında değer verdiği, sevdiği bir insanı kaybetmek gelir. Yine bireyi bir yakınını kaybetmek dışında da zorlayan değişimler olabilir. Bunlara işini kaybetmek, ailesinden, eşinden veya sevgilisinden ayrılmak, işini kaybetmek, ailesinden, eşinden veya sevgilisinden ayrılmak, sevdiği bir nesneyi kaybetmek, bir yakını ya da tanıdığı birisinin ağır kronik bir hastalığa yakalanıp onu kaybedeceği duygusunu yaşamak vb. olarak örnekler verilebilir. Bu durumlarda bireyin yaşadığı fiziksel, düşünsel, duygusal ve sosyal tepkilerin bütününü içeren kaybedilen kişinin (nesnenin) yokluğundan sonraki yeni döneme alışma evresine “Yas Dönemi” denir. Yas sağlıklı bir uyum sürecidir. İnsanın kayıpları karşısında gösterdiği doğal, evrensel ve normal bir tepkidir. Gösterilen tepki kaybın nasıl gerçekleştiği ile ilgili olduğu kadar (genç birisinin trajik bir olay sonucu vefatı ile uzun yıllar ağır tedaviler gören yaşlı bir bireyin vefatına verilen tepkiler farklılaşabilir), bireyin kendisinin bu kayıp sürecini anlamlandırması, yaşı, cinsiyeti, mizaç ve karakter özellikleri, duygusal durumu gibi unsurlardan da etkilenmektedir. Kaybı kabul etmek, kendini toparlamak zaman alır ve hiç bitmeyecekmiş gibi görünen acı dolu bir dönemden geçilir. Bir insanı kaybetmenin ve kaybının acısını çekmenin yaşamın doğal bir parçası olduğunu anlamaya çalışmak yas süreci biraz kolaylaştırabilir. YASIN EVRELERİ 1-İnkâr Dönemi: Kayıptan sonra yaşanan ilk tepkilerdir. Haber alındıktan sonra birey şok ve uyuşukluk dönemine girer. Kaybı inkâr ve inanmama gözlemlenir. Bu evre birkaç dakika ile birkaç gün arası sürebilir. 2-Arama ve İsyan Dönemi: Birey kaybının farkına varmaya başlamıştır. Kaybettiği kişi ve onun geri getirilmesi ile aşırı ilgilidir. Pazarlık halindedir. Suçluluk ve suçlama duyguları, abartılı öfke ve isyan hali görülebilir. Aylarca sürebilen bir dönemdir. 3-Çökkünlük ve Onarma Çabaları Dönemi: Kişi kaybı ile yüzleşmiş, bu kayıpla nasıl başa çıkacağını, yaşamını nasıl sürdürebileceğini araştırmaya ve yıkıntılarını onarmaya çalıştığı bir dönemdir. İntihar düşünceleri ve riski diğer dönemlere göre daha fazla görülür. 4-Yeniden Bütünleştirme ve Yapılandırma Dönemi: Yas sürecindeki birey artık kaybı ile yaşamaya, yaşamını yeniden organize etmeye başlamış ve bu yeni duruma uyum sağlamıştır. Yarım bıraktığı işleri tamamlamaya ve yeni uğraşlar bulmaya başlar. Yavaş gelişen ve zaman alan bu evrede birey bazen duygusal geri dönüşler yaşayabilir. YAS SÜRECİNİ BELİRLEYEN ETMENLER Ölenin kimliği; Ölen kişinin kim olduğu, kişinin yas tepkisinin nasıl olacağını belirler. İlişkinin niteliği; Ölen kişi ile çatışmalı, ikilemli ya da bağımlı bir ilişki varsa, ölen kişi benlik değerinin korunması için gerekliyse yas süreci uzayabilir ve patolojik yasa dönüşebilir. Ölüm şekli; Ölümün nasıl olduğu da yası belirleyen etmenlerdendir. Doğal ölüm, kaza, öldürülme ve intihar sonucu ölüme verilen yas tepkileri farklılık gösterir. Ölümün yakında veya uzakta oluşu, ani veya beklenen bir ölüm oluşu da yasta verilen tepkiler üzerinde etkilidir. Toplumsal tutumlar; Yas bir sosyal süreçtir ve sosyal çevrenin vereceği destek yasla mücadele etmeyi kolaylaştırır. Ancak toplum içinde kayıp konuşulamıyorsa, sosyal destek görülmüyorsa, kişinin çevresi hiç yaşanmamış gibi kaybı yok sayıyorsa uzun süreli ve yerleşik bir yas (patolojik yas) görülür. Kişisel yaşantı; Daha önce bir depresyon geçirmiş ya da geçmişteki kayıpların yaslarını sağlıklı biçimde tamamlamamış ise bu kişilerin patolojik yas gösterme ihtimalleri yüksektir. Kişilik özellikleri; Eğer birey yoğun duygusal sıkıntılarla baş etmekte zorlanıyorsa yas sürecini başarıyla tamamlayamaz ve patolojik yas tepkileri geliştirir. Kayba ait etmenler; Kaybın gerçekleştiği kesin değil ise (savaş ortamı gibi) yada çoklu kayıplar söz konusu ise (afetler, kazalar yada yangın sonucu) yas tutma patolojik bir seyir gösterebilir. YAS BELİRTİLERİ Duygular: Üzüntü, öfke, suçluluk, kendini kınama, bunaltı, yorgunluk, yalnızlık, çaresizlik, şok, hasret çekmek, özlem, uyuşukluk, hissizlik yas sürecinde görülen duygusal tepkilerdir. Bedensel belirtiler: Midede boşluk hissi, göğüste sıkışma, boğazda sıkışma, gürültüye aşırı duyarlılık, kendini gerçek dışı algılama duygusu, nefes darlığı ya da nefessiz kalma hissi, kaslarda güçsüzlük, enerji azlığı sık görülen bedensel belirtilerdir. Düşünceler: Ölüme inanamama, şaşkınlık, dikkat toplama ve yoğunlaştırma güçlüğü, unutkanlık, sürekli olarak kaybedilenin zihni meşgul etmesi, ölüm kavramıyla meşguliyet, hala yaşıyormuş hissi, görsel işitsel varsanılar, mistizm, çökkün düşünce yapısı normal yas tepkilerindendir. Bu belirtiler genellikle kaybı izleyen ilk birkaç hafta içinde görülür. Davranışlar: Uyku ve iştah bozuklukları, dalgınlık, sosyal içe çekilme, ölenle ilgili rüyalar, öleni hatırlatacak eşya ve ortamdan kaçınmak, öleni arama ve onu çağırma, iç çekme, aşırı hareketlilik, huzursuzluk, ağlama, öleni hatırlatan yer ve objelerle ilgilenme, ölene ait eşyaları saklama gibi davranışlar görülür. Zamanla bu davranışlar kendiliğinden ortadan kalkar. Yas ile depresyon arasında benzerlikler vardır. Ancak Yasta, depresyonda olduğu gibi kişinin kendilik saygısında bir sorun yoktur. Depresyondaki bireylerde kendine yönelik değerlerde bozulma yaşanır, kendilerini anlamsız, boş ve zavallı olarak değerlendirirler. Yas da ise dünya anlamsızdır. Yas süreci kaybedilenin kimliği, yakınlığı gibi unsurlarla farklılaşmakla birlikte genellikle altı ay kadar sürer. Kaybın yaşandığı ilk günlerdeki yoğun duygular, acılar zamanla yatışma eğilimi gösterir. Ancak bu belirtiler aradan 6 aydan fazla süre geçmesine rağmen halen ilk günkü kadar yoğun hissediliyorsa, yaşamı idame ettirmekte ve günlük işleri yapmakta bile güçlükler yaşanıyorsa, yeni duruma alışılamadıysa, yas sonlandırılamadıysa bu durum, yasın uzadığının ve yerleşik bir hal alarak patolojik yasa dönüştüğünün belirtisi olabilir. Bu durumda mutlaka profesyonel destek almak hem içinde bulunulan durumu normalleştirmek hem de yaşamı daha kaliteli sürdürebilmek adına gereklidir. YAS DANIŞMANLIĞI Yas danışmanlığı, bireye, yaşanmış ve günlük hayat akışının bozulmasına yol açan negatif olay ve deneyimlerle baş etme becerilerinin kazandırıldığı çalışmalardır. Ölüm ve kayıp gibi olaylar sonucunda ortaya çıkan duygusal sarsıntılar süreklilik haline geldiğinde bazen bireyin hayatına sağlıklı olarak devam etmesini engelleyebilir. Bu danışmanlıktaki hedef, bireyin bu tip sarsıntıları sağlıklı bir şekilde aşmasına yardımcı olmaktır. Yas süreci aslında bir uyum sürecidir. Yasın yaşanması, yani kaybın sindirilmesi için kişinin zamana ve alana ihtiyacı vardır; ancak ondan sonra kişi tekrar toparlanıp, güçlenip, hayata sağlıklı olarak katılabilir. Kaybı kabullenmek ve hazmetmek demek, kaybı unutmak demek değildir! Bu kabullenmeyi sağlamak için de yapılan bazı ritüeller veya gelenekler vardır. Cenaze merasimleri, kırkı çıkması, dua edilmesi bunlardan bazılarıdır. Bu ritüeller bir vedalaşma ve bir kabullenmedir. BU SÜRECİ DAHA SAĞLIKLI ATLATABİLMEK İÇİN ÖNERİLER Yaşadığınız duygu ve tepkileri kabul etmeye çalışın, mümkün olduğunda bunları ifade edin. Çünkü bu yaşadıklarınız çok normal. Kendinize yas tutmak için izin verin, bunu engellemeyin. Yasın uzun bir süreç olduğunu kabullenin, acele edip bir an önce her şeyi silmeye çalışmayın ama hiç geçmeyeceğini de düşünmeyin. Sabırlı olun. Umudunuzu kaybetmeyin. Ağlamaktan kaçınmayın. "Güçlü olmalısın", "Ne kadar güçlü hiç ağlamadı" gibi sözleri önemsemeyin. Ağlamak çok doğaldır ve rahatlamanızı sağlar Mutlaka sizi dinleyebilecek ve anlayabilecek birileriyle konuşun. Yaşadıklarınızı, duygularınızı paylaşın. Çevrenizdekileri daha çok üzmekten ya da zayıf görünmekten korkmayın. Konuşmak, hatırlamak ve paylaşmak hepinize iyi gelecektir. Arkadaşlarınızdan uzaklaşmayın, onların desteğini almaktan çekinmeyin. Daha önce kayıp yaşamış bir kişiyle konuşun. Bu hem size hem ona iyi gelecektir. Yıldönümleri, doğum günleri, bayramlar gibi özel günler sizin için zor geçebilir. Buna hazırlıklı olun. Yaptığınız ve yapamadığınız şeyler için kendinizi affedin. Cenaze, dua, mezarlığa gitmek zor gelse de acınızı yaşamanızı ve ifade etmenizi sağlar. Diğer insanların size destek olduğunu, yalnız olmadığınızı ve yaşamın devam ettiğini görmek iyi gelebilir. Sosyal aktivitelerden uzaklaşmayın. Yavaş yavaş okul, iş gibi normal aktivitelerinize geri dönün. Zorlanıyorsanız bir program hazırlayın ve onu takip edin. Fiziksel ihtiyaçlarınıza (uyku, yemek, sağlık) özen göstermek çok önemlidir. Asla ihmal etmeyin. Yazarak ya da resim yaparak duygularınızı ifade etmek de iyi gelebilir. Yas sürecini zorlaştırabilecek olan alkol ya da madde kullanmak, kendini suçlamak, yaşamsal ihtiyaçları ihmal etmek gibi davranışları yapmaktan kaçının: KAYBA UĞRAMIŞ BİRİNE YARDIM
Eğer belirtileri çok ciddi ise ve arkadaşınız günlük etkinliklerini sürdüremiyorsa, bir uzmandan yardım alması için ona destek olun. |